Dünya

Ekonomi Dünyası: Şampiyonluk, ekonomik krizdeki Arjantin için bir kez daha iyi olacak

Zordu ama Arjantin 2022 Dünya Kupası’nı aldı. Daha doğrusu Lionel Messi… Şef orkestrayı çok iyi yönetti ve takımını finale taşıdı. Amacı 35 yaşında “eksik parçayı tamamlamak”tı.

Başarısızlıkların ardından kısa süreliğine milli takımdan ayrılan ve yıllarca eleştirilere maruz kalan Arjantinli oyuncu, artık her türlü övgüyü ve hayranlığı hak ediyor. Geçen yıl Amerika Kupası’nın ardından bu yıl Dünya Kupası ile milli bir kahraman oldu.

Her neyse, futbol sahada çok güzel… Ya da yozlaşmış Dünya Futbol Federasyonu’nu (FIFA) ve bu kupadaki skandalları, girdapları hatırladığınızda… Ya da Katar’ın kupayı evinde tutmasında başrolü oynayan Fransa. ..

Her şey, 2010 yılında yolsuzlukla suçlanan eski FIFA Başkanı Sepp Blater’in 2018’e Rusya’nın, 2022’ye ise Katar’ın ev sahipliği yapacağını açıklamasıyla başladı. Futbol dünyası şaşkına döndü.

KATAR FUTBOL DÜNYASINI NASIL ŞAŞIRTTI?

Evet çölün ortasında böylesine büyük bir düzenleme o zamanlar futbol altyapısı olmayan küçük ama çok zengin bir ülkeye verildi. Sadece stadyumlar değil, demiryolları, metrolar, oteller ve ulaşım gibi neredeyse hiçbir altyapı yoktu. 2022’nin kaybeden rakibi ABD oldu… Doğal olarak tüm yolsuzluklar ABD öncülüğünde ortaya çıktı. Yıllarca süren FBI baskınları, davalar ve rüşvet suçlamalarının ardından Sepp Blater ve Michael Platini gibi ikonik isimler mahkum edildi ve istifa etti.

FRANSA’NIN KATAR İLE ‘EKONOMİK’ İLİŞKİLERİ…

Burada Fransa’daki durum ilginç… New York Times’ta yer alan bir habere göre, bu oylamadan 9 gün önce, 23 Kasım 2010’da Fransa Cumhurbaşkanı’nın resmi konutu olan Elysee Sarayı’nda bir görüşme yapıldı.

Odada şimdi Komutan olan o zamanki Katar Veliaht Prensi Şeyh Tamim; Katar başbakanı, birkaç Fransız hükümet yetkilisi ve Avrupa futbolunun (UEFA) o zamanki Başkanı Michel Platini var. Avrupa federasyonları üzerinde büyük etkisi olan Platini, Katar’ın kazanacağını belirtiyor ve bunu dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye söylüyor.

KATAR PSG ALIYOR, FRANSA UÇAK SATIYOR

Ve Katar daha sonra milyarlarca Euro vererek Paris Saint-Germain’i satın alıyor, Messi dahil birçok ünlü futbolcuyu transfer ediyor.

O zamanlar Ortadoğu’da bölgesel bir televizyon kanalı olan BeIn Sports, Türkiye dahil Avrupa’da büyüyor ve Fransız futboluna milyarlarca avro akıtıyor.

Kısa bir süre sonra Fransa, Katar’a milyarlarca dolarlık Rafale savaş uçağı ve Airbus uçağı sattı. Bütün bunlar tesadüf olamaz ve endüstriyel futbolun girdapları…

ÖNEMLİ BİR EKONOMİK KRİZ YAŞAYAN ARJANTİN, SABİTLENMELİDİR.

Her neyse, devam edelim… Arjantin kazandı ve bu yeterliydi. Bizim gibi ekonomik kriz yaşayan Arjantinliler de kupayla biraz olsun rahatladı.

Arjantin muhtemelen dünyanın en yüksek enflasyona sahip, en çok kriz yaşayan ülkesidir. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, sermaye kaçışı, banka hesaplarının dondurulması, grevler, gösteriler, borçları ödeyememe, devalüasyon… Ekonomik sıkıntılar adına her şeyi yaşadılar. 1944-2022 ortasında ülkede ortalama yıllık enflasyon oranı yüzde 190’dı. 1990 yılında yüzde 20 bin ile rekor kırdı.

1998-2002 ortalarında büyük bir ekonomik bunalım yaşandı. Arjantinliler sokaklara döküldü, “Herkes gitmeli” (¡Que se vayan todos!) sloganlarıyla yürüyüşler düzenlendi, dükkanlar yağmalandı. 2001, ülkenin son zamanlardaki en kötü yılıydı, gösterilerde onlarca insan hayatını kaybetti, toplumsal kriz zirve yaptı.

ARJANTİN PEZOSU EN KORUNAN PARA BİRİMİ…

Sonraki yıllarda dünyadaki para bolluğu sayesinde işler biraz düzeldi, satın alma gücü arttı.

Ancak ekonomik kriz Arjantin’de bitmiyor. Aşırı dolarlanan Arjantin ekonomisi bildiğimiz sebeplerden (siyasi istikrarsızlık, yolsuzluk, salgın, Ukrayna savaşı) bir kez daha krizde, 10 Arjantinliden 4’ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor, Kasım ayı itibariyle yıllık enflasyon yüzde 92,4… Türkiye’nin 8 puan üzerinde…

Aşırı miktarda para basan merkez bankası, pesonun para birimini korumaya çalışırken milyarlarca dolar harcıyor. Ancak son bir yılda yüzde 41 ile dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi pezo oldu. Türk lirası yüzde 23 değer kaybetti.

IMF’den de borç alıyorlar, geçmiş krizlerden borçlarını ödeyemediler ama bu yılbaşında borçlarını kapatmak için 44 milyar dolar aldılar.

Arjantin ile ilgili ekonomik hikayeler bitmiyor. Bu konuda örnek bir ülke… Nobel ödüllü iktisatçı Simon Kuznets, dünyada dört tip ülke olduğunu söylüyor; Gelişen, gelişen, Japonya ve Arjantin…

Muhtemelen Arjantin’in sıkıntılarının nedeni; kötü yönetim, rüşvet ve yolsuzluğa bulanmış liderleri, iş dünyası… Muhtemelen çok fazla borç, muhtemelen yargı ve başkanlık sisteminin yapısal sorunları…

SOL HÜKÜMETLER LATİN AMERİKA’DA VERDİKLERİ SÖZLERİ GERÇEKLEŞTİRECEK Mİ?

Hazır oradayken, Latin Amerika’ya daha yakından bakalım. Son iki yılda sol partilerden veya sol platformlardan adaylar bir kez daha Latin Amerika’nın en büyük ekonomileri için başkan seçildi.

Lula’nın Kasım ayında Brezilya’daki zaferinden önce, 2018’de Meksika’da, 2019’da Arjantin’de, 2020’de Bolivya’da, 2021’in sonunda Şili’de ve bu yıl Peru ve Kolombiya’da sol eğilimli devlet liderleri iktidara geldi.

Ancak işleri çok zor… Küresel ekonomide ülke ekonomilerinde çok zor bir dönem yaşanıyor ve bölgenin sorunları büyüyor.

Çözümlenmesi gereken ekonomik sorunlar, artan eşitsizlik, yoksulluk, artan dış borçlar gibi yılların sıkıntılarını analiz etmek gerekiyor. Ayrıca sosyal dışlanma, eğitime, kamu hizmetlerine erişememe ve sosyal güvenlik sisteminin iyileştirilmesi gibi değerli konular da sol iktidarların ana gündem konularıdır.

CASTILLO’NUN PERU’DA YAPAMADIĞI ŞEY

Peru için burada duralım. Eski bir öğretmen ve sendikacı olan Pedro Castillo, Temmuz 2021’de halk oylamasıyla seçildi. Ülkenin ilk solcu devlet lideriydi. Ancak 7 Aralık’ta Kongre tarafından görevinden alındı ​​ve ülkenin kafası karıştı. Peru Yüksek Mahkemesi, gözaltına alınan Castillo’ya hapis cezası verdi.

Protesto gösterilerinde 23 kişi öldü. Başkent Lima ve diğer kentlerde halk polisle çatışırken, turistler ülkede mahsur kaldı. Birleşmiş Milletler bunu “endişe verici” olarak nitelendirdi. Meksika, Arjantin, Bolivya ve Kolombiya liderleri Peru Devlet Başkanı Castillo’yu desteklediler ve “antidemokratik tacizi” kınadılar.

Ancak şu var; Castillo, özellikle yoksulların ve kırsal kesimin oylarıyla iktidara geldi. Çiftçileri daha fazla sübvansiyon, krediye erişim ve teknik yardımla güçlendirme sözü verdi.

Enerjisinin çoğunu partisi içindeki iç çekişmelere ve aşırı sağ muhalefete harcadı. Sözünü verdiği tarım reformu için adım atamadı. Bunun yerine gıda, akaryakıt ve gübre fiyatlarındaki artışlar en çok oy alan kesimi vurdu.

İLGİ ARTIŞ SİNYALİ DEVAM ETTİ

Geçtiğimiz hafta ABD Merkez Bankası (FED), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) beklendiği gibi faiz oranlarını yarım puan artırdı. Fed ve ECB faiz oranlarını artırmaya devam edeceklerini açıkladı.

ECB Lideri Christine Lagarde, “Enflasyon için yüzde 2 hedefimize dönüşü sağlamak için faiz oranlarının istikrarlı bir hızda önemli ölçüde artması gerektiğine karar veriyoruz” dedi.

Euro bölgesindeki enflasyon rakamı Kasım ayında yüzde 10,6’dan yüzde 10’a hafifçe düşerken, Lagarde bunun hala “çok yüksek” olduğunu söyledi.

BORSALARDA SERT DÜŞÜŞLER

Geçen hafta borsalarda sert düşüşler yaşandı. FED’in agresif faiz artırımlarının dünyanın en büyük ekonomisini resesyona sürükleyebileceği endişesiyle Wall Street iki hafta üst üste düşüş yaşadı. Geçen hafta Dow Jones Endeksi yüzde 1,6, S&P 500 yüzde 2 ve Nasdaq endeksi yüzde 2,7 düştü.

Avrupa borsaları da geriledi, Almanya’nın DAX endeksi yüzde 3,5, Paris Borsası’nın CAC 40 endeksi yüzde 3 ve Londra’nın FTSE 100 endeksi yüzde 2 kayıpla haftayı kapattı.

BU HAFTA NE OLACAK?

Bu hafta ABD’de önemli verilerin açıklanacağı yoğun bir hafta olacak. PCE fiyat endeksi, kişisel gelir ve harcama, Michigan Üniversitesi’nin tüketici duyarlılığı ve sağlam mal siparişleri dahil olmak üzere değerli bilgiler bekleniyor.

Japonya ve Kanada enflasyon verilerini yayınlayacak ve Japonya Merkez Bankası para politikası toplantısı yapacak. Ayrıca yatırımcılar Almanya’nın Ifo İş Ortamı Endeksi’ni ve Euro bölgesi, İngiltere ve Almanya’dan tüketici inanç endekslerini takip edecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu